tread on

  1. Verb çiğnemek
  2. Verb üstüne basmak
  3. Verb basmak
peşine düşmek, peşini bırakmamak, yakından takip etmek.
incitmek, gücendirmek, hislerini rencide etmek.
kızdırmak, öfkelendirmek, damarına basmak.
sevincinden uçmak/uçar gibi hissetmek.
çok nazik sorunlarla karşı karşıya bulunmak Verb
(olaylar) birbirini izlemek Verb
nazik bir durum karşısında dikkatli olmak.
çok tedbirli/ölçülü davranmak, ayağını denk almak.
yasak konuyu ele almak Verb
tepmek Verb
birinin nasırına basmak Verb
yakından izlemek Verb
peşine düşmek Verb
birinin nasırına basmak Verb
incitmek Verb
nasırına basmak Verb
birinin duygularını incitmek Verb
kırmak Verb
başkasının hakkına tecavüz etmek Verb
çimlere basmayınız
çimlere basmak yınız
buz üstünde ihtiyatla yürümek Verb
sevinçten uçmak, etekleri zil çalmak.
Since her engagement she has been walking on air: Nişanlandığından
beri sevinçten uçuyor.